FIKRA BÖLÜMÜNDE ŞUNU BELİRTEİLM Kİ HİÇBİR FIKRA HİÇBİR ÖĞRETMENE İTHAFEN YAZILMAMIŞTIR!!!!!!!!ÖNEMLE DUYRULUR
FIKRA 1= Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
FIKRA 2= Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
FIKRA 3= Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır. Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
FIKRA 4= Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."
FIKRA 5= Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci günü öğretmenine sordu: - "Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?" - "Olur mu evladım?", dedi öğretmen. "Yapmadınsa ceza da olmaz. Niye sordun bunu?" - "Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum.."
FIKRA 6= Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?" Temel: - "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!"
FIKRA 7= Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş: - "Oğlum Kadeş savaşını kim yaptı?" Çocuk hemen yanıtlamış: - "Hocam vallahi billahi ben yapmadım." Hoca çıldıracak... sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış: - "Hocahanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım..." - "Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar, hem yaparlar hem de yapmadım derler..." Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu müdür beyin odasında almış. - "Müdür bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim." Müdür: - "Siz hiç kendinizi üzmeyin hocam bunda merak edilecek bir şey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş savaşını kimin yaptığını sorarız..." Tarih öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve müdürden bir hafta izin almış. Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı: "Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş savaşı yapılamayacaktır. Bilginize..."
FIKRA 8 Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlanır: - "Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?" - "Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!" Annesi oğlunu yatıştırmaya çalışır: - "Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?" - "Olur anneciğim, barışırız." Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu: - "Yine ne oldu?" - "Arkadaşım yaptı; daha çok pasta, çörek istiyor!"
FIKRA 9 Türkçe dersinde öğretmen sordu: - "Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?" - "Geçmiş zaman öğretmenim."
FIKRA 10 Öğretmen sormuş: - "Hangi ayda yirmi sekiz gün var?" Soner cevap vermiş: - "Hepsinde hocam."
FIKRA 11 Ahmet okuldan eve çok mutlu bir halde geldi. - "Okulda ne yaptınız?" - "Patlayıcı madde imal ettik." - "Peki yarin ne yapacaksınız okulda?" - "Hangi okulda?"
FIKRA 12 Öğretmen sormuş: - "Söyle bakalım, iki yüzlü kime denir?" Zeynep: - "Okula gülerek gelen öğrenciye."
FIKRA 13 Ders coğrafya dersi, Türkiye haritası tahtada asılı. Öğretmen her zamanki gibi çocuklara coğrafya kitabından sayfa numaralarını vererek okumalarını ister ve bütün sınıflarda yaptığı gibi poşetinden şişlerini çıkararak örgü örmeye başlar. Dersin ortalarına doğru müdür ve müfettiş kapıda belirince telaşlanan öğretmen örgüsünü fırlatarak surat kıpkırmızı ayağa kalkar. Kendi için ördüğü etek ise haritanin asılı olduğu çiviye takılmıştır. Müfettiş dersin nasıl gittiğini sorup çocuklara birkaç soru soracağını belirterek Ali'yi ayağa kaldırır. - "Türkiye'nin başkenti neresi oğlum?" - "Ankara hocam." Müfettiş tekrar Ali'ye: - "Harita bilgin nasıl? Bana doğum yerini gösterebilir misin?" Ali Sinop doğumludur ve öğretmeninin eteği Sinop'un üstünü kapatmaktadır. Biraz duraksadıksan sonra öğretmenine: "eteğinizi kaldırır mısınız hocam, doğum yerimi göstericem."
FIKRA 14 Yaşlı öğretmen Mehmet'e fiillerde zaman çekimlerini öğretiyordu : "Bak Mehmet", dedi; "Ben güzeldim" dersem geçmiş zaman olur. Peki, "Ben güzelim" dersem ne olur?" Küçük Mehmet düşünmeden cevap verdi: "Yalan olmaz mı öğretmenim?"
FIKRA 15 Biyoloji dersinden sınav olacakmış. Sınıftaki herkes defteri, kiatbı okuyup bir güzel hazırlanmış. Ancak sınavın yapıalcağı gün sınıfa gittiklerinde bir de bakmışlar ki, ortada kağıt kalem yok, herkes için bir mikroskop var. Hoca öğrencileri şöyle bir süzüp konuşmuş: "Her mikroskopun altında, bir böceğin bacağı var, sınav sorunuz, bacağından böceği tanımak." İtirazlar, sızlanmalar nafile; sınav başlamış. Öğrencilerden biri dayanayıp, hoca daha yüzünü göremeden kapıyı çarpmış çıkmış. Sesle irkilen hoca bağırmış: "Hangi terbiyesiz o, kapıyı çarpıp çıkan?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış...
FIKRA 16 Karne günüdür. Küçük çocuk okuldan döner. Annesi: "Karnen nerede yavrum?" diye sorar. Çocuk gülerek cevaplar: "Arkadaşıma ödünç verdim, babasını korkutacakmış!"
FIKRA 17
Öğretmen sınıfta sorar:-"Çocuklar, bu haftasonu çevrenizdeki yaşlı insanlara hiç yardım ettiniz mi?" Ali parmak kaldırır:-"Ben ettim öğretmenim!" -"Aferin Ali. Peki ne yaptın, bize de anlatsana?" -"Köpeğimle iki yaşlı kadını korkuttum, bu sayede koştular ve tramvaya yetişebildiler!"
FIKRA 18 Şehirde bir ilkokulda öğretmen çocuklara sorar:-"Söyleyin bakalım, köylüler kurtları neden öldürürler?" Sınıftan birkaç çocuk cevap verir, "Kuzuları öldürdükleri için!" Menekşe hemen parmak kaldırır ve sorar: -"Peki o zaman kasapları neden öldürmüyorlar?"
FIKRA 19 Haylazın teki, matematikten yine sınıfta kalır. Matematik hocası, çocuğu karşısına alır ve konuşur: -"Bana bak Selami, bir daha sınıfta kaldığını görmeyeceğim!" Matematik öğretmenini çok seven çocuğun gözleri dolar: -"Hocam, ne oldu? İstifa mı ediyorsunuz?"
FIKRA 20 İlkokulda hayat bilgisi dersinde bulutların oluşumu hakkında konuşulurken, öğretmen çocuklardan birine sorar: -"Yani bulutlar nelerden oluşuyormuş?" -"Sulardan öğretmenim!" Birkaç dakika daha konu anlatan öğretmen, bu sefer, dışarıyı seyretmekte olan bir öğrenciye soru sorar: -"Sen söyle bakalım, peki siyah bulutlar nelerden oluşur?" -"Hmmmm... Kirli sulardan öğretmenim!"