FETİH ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
Önceki fetih denemeleri- Ana madde: İstanbul'un tarihi
Karadeniz ile Ege'yi birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi. 1453 yılına kadar farklı zamanlarda, birçok farklı millet ve medeniyet tarafından defalarca kuşatılmışsa da, gerek Bizans'ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı.
Saldırı hazırlıkları
Sultan II. Mehmet, Theodosius Surları'na ve şehrin su ile çevrili olmayan tek bölgesini batıdan gelebilecek saldırılardan koruyan hendeklere saldırmayı tasarladı. Ordu 6 Nisan 1453'te şehrin doğusuna yerleşti. Toplar haftalarca surları dövdü fakat yeterli gedik açamadı. Topların yeniden doldurulmaları zaman aldığı için, her atıştan sonra Bizanslılar hasarın çoğunu tamir edebiliyorlardı.
Daha sonra, yeraltı tünelleri yapıp surların altını kazarak yarma yolunu denediler. Kazıcıların çoğu, Sırp Despot'u tarafından Nvo Brdo'dan gönderilen Sırplardı ve Zağnos Paşa'nın emri altındaydılar. Lakin Bizanslılar, Johannes Grant adında, Alman olduğu söylense de muhtemelen İskoç olan bir mühendisi görevlendirdiler. Johannes karşı tüneller kazdırdı ve Bizans birlikleri tünellere girip Osmanlı işçilerini öldürdüler. Diğer tüneller de suyla dolduruldu. Son olarak Bizanslılar önemli bir mühendisi esir alıp işkence yaparak, sonradan yıkılan tünellerin hepsinin yerini öğrendiler.
Sultan II. Mehmet, şehrin ödemeyeceğini bildiği çok büyük vergi karşılığında ablukayı kaldırmayı önerdi. Bu da geri çevrilince, Bizanslı askerlerin kendi birlikleri tükenmeden önce bitkin düşeceğini bilerek saf güçle duvarları alt etmeyi tasarladı.
29 Mayıs sabahı saldırı başladı. Hücumun ilk dalgasını, mümkün olabildiği kadar çok Bizans askerini öldürmeye niyetli acemi askerler olan azaplar oluşturuyordu. Ayrıca Haliç'ten de baskı uygulayabilmek için gece yağlı kütükler üzerinde karadan Haliç'e taşınan gemiler, o sabah Bizans askerlerine karşı bir sürpriz unsuru olmuştu. Anadolululardan oluşan ikinci dalga, şehrin kuzeydoğusundaki, topla kısmen hasar almış Blachernae Surları'nın (okunuşu: blakernai ) bir bölümüne odaklanmıştı. Uzun süren bu çarpışmalar sonucunda Ulubatlı Hasan adındaki bir yeniçeri, surlara Osmanlı sancağını dikmiş, bununla ateşlenen Osmanlı ordusu 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un surlarını aşmıştı.
Ancak savaş henüz bitmemişti. Hayatta kalan Bizans askerleri, Osmanlı askerleriyle sokak aralarında çarpışıyorlardı. Kısa süren bu çatışmalardan sonra Bizans ordusu yenilmiş ve Sultan II. Mehmet önderliğindeki Osmanlı ordusu İstanbul'a tamamen hâkim olmuştu.
İSTANBUL'UN FETHİ
İstanbul'un Fethi,
29 Mayıs 1453'te (
Jülyen takvimine göre,
Gregoryen takvimine göre
7 Haziran 1453), şehri günlerdir kuşatan
Osmanlı ordusunun, şimdi
İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla
Konstantinopolis şehrini
Sultan II. Mehmed Han'ın komutanlığında fethetmesidir. Bu fetihten sonra
Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II. Mehmed,
Fatih unvanını da alarak
Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır. Tarihteki en önemli devletlerden olan
Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiştir.
FETİH SONUÇLARI
Fethin sonuçları
O günün dünyasındaki en önemli şehirlerden olan İstanbul'un fethi, gerek dünyada gerekse Anadolu'da birçok etki yarattı.
İç sonuçlar
- Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan 1058 yıllık Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.
- Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı.
- Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti.
- II. Mehmet, Fatih ünvanını aldı.
- Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.
- İstanbul başkent yapıldı.
- Osmanlı'nın yükselme dönemi başladı.
Dış sonuçlar
- Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlar'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı.
- İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı.
- Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu.
- Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı.
- Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı.
- Büyük ve kalın surların toplarla yıkılabileceğini gören Avrupa, bu yöntemi derebeylikler üzerinde denemiştir. Böylelikle küçük derebeylikler yıkılıp yerine büyük krallıklar kurulmuştur.
- İstanbul'dan ayrılan Bizanslı bilginler, Avrupa'da Reform hareketlerini başlatmışlardır.
- Osmanlıların ticaret yollarını ele geçirdikten sonra bu yollardan geçmek zorunda kalan Avrupalılalılar yüksek vergileri Osmanlıya ödememek için ticari yollar aradılar. Böylece Bartelmi Diaz Ümit Burnunu keşfetti.
Bu fetih bir nevî Avrupa'nın (İngiltere'nin) Amerika kıtasını keşfinin yolunu açmıştır. [kaynak belirtilmeli]Zirâ bu keşifle ticaret yolları kapanan Avrupalılar başka yollar bulmak zorundaydılar. Bu keşif buna bir vesile olmuştur.